Üç Aylar

CUMA HUTBESİ

Muhterem Müslümanlar!

Tüm mevcudatı yoktan var edip yaratmış olan Allah (c.c.) bizlere hayat nimetini bahşetmiştir. Verilen ömrümüzün her anı elbette kıymetlidir. Ancak Cenâb-ı Hakk’ın, kullarına lütuf ve ihsanını bolca ikram ettiği özel vakitler vardır. Recep, şaban ve ramazan ayları işte böyle birbiri ardına açılan bereket kapılarıdır. Bu müstesna zamanlar maddi ve manevi kurtuluşumuza, ebedî huzur ve mutluluğumuza vesiledir. Bu rahmet mevsimi, Regaip Gecesi ile evlerimizi şenlendirir, Miraç ve Berat geceleriyle zihinlerimizi tefekküre sevk eder. Ramazan ayıyla nefislerimizi ve mallarımızı terbiye eder, Kadir Gecesi ile de meleklerin yeryüzüne inmesiyle zirveye ulaşır. Bu vesileyle üç aylar, dünya telaşıyla rüzgâr gibi geçen ömrümüzü muhasebe etme, tefekkür etme, özümüze dönme, kendimizle barışma, maneviyatımızı güçlendirme zamanıdır.

Değerli Müminler!

İçinde yaşadığımız hız ve haz çağında insanların büyük çoğunluğu hayatın günlük akışına kendilerini kaptırmış ve dünyevi meşgalelere dalmış durumdadırlar. Hızla akıp giden günler ve gecelerde, fâni olan hazların peşinden koşmaktadırlar. Bu gidişe artık dur demek, maneviyatımızı tekrar güçlendirmek adına üç aylar bizim için âdeta fırsat ve imkân mevsimidir. Bu güzide mevsimi nefsimizi tezkiye ederek, Allah’a yaklaşarak, Efendimiz (a.s.)’ın sünnetine daha fazla ittiba ederek rahmete dönüştürmeliyiz. Aynı şekilde yaratılış gayemizi yeniden idrak ederek kalan ömrümüzün muhasebesini yapmalıyız. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de, yaratılış gayesine uygun hayat süren müminler şöyle tarif edilmektedir: “Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler (ve şöyle derler:) ‘Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!’”[1]

Kıymetli Cemaat!

Okuduğum âyet-i kerîmeye göre hayatını tanzim eden biz müminler, bu mübarek zaman dilimini kulluk bilinciyle değerlendirir, bolca ibadet eder, hayır ve hasenata yöneliriz. Aynı zamanda tövbe istiğfar ederek geçmiş günahlarımızdan bağışlanma dileriz. Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de “De ki: Ey haddi aşarak kendilerine yazık eden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”[2] diye buyurarak bu konuya dikkat çeker. Bu mukaddes zamanlarda bütün varlığımızla Mevlamıza yönelelim. Onun rızasını kazanmak için gayret gösterelim. Şefkatle kalbimiz yumuşasın, cömertlikle ruhumuz ferahlasın. Her türlü günahtan ve faydasız işten uzak durmakla nefsimiz arınsın. Şiarımız, ihlas ve samimiyetle yaşamak, iyilik ve takvada yarışmak olsun.

Aziz Kardeşlerim!

Üç aylar, mübarek ramazan ayı için hazırlıktır. Sevgili Peygamberimiz bu zaman diliminde “Allah’ım! Recep ve şaban ayını bize bereketli kıl ve bizi ramazan ayına kavuştur.”[3] diye niyazda bulunmuştur. Maneviyata önem vermeli, ibadet ve zikirlerimizi çoğaltmalıyız. Evlatlarımıza ramazan ayını anlatmalı, ibadetlere teşvik etmeliyiz. Üç aylarda sünnet-i seniyyeye uygun surette oruç tutmaya başlamalı ve nefsimizi terbiye etmeliyiz. Namazlarımızı camilerimizde cemaatle kılmaya gayret etmeli ve cemiyetlerimizdeki eğitim ve sohbet halkalarına katılmalıyız.

Rabbim ümmet-i Muhammed’e, üç aylar vesilesiyle gerçekleştirilecek olan ihlaslı ibadetlerin hatırına şuur, dirayet ve basiret ihsan eylesin. Amin!

[1] Âl-i İmrân suresi, 3:191

[2] Zümer suresi, 39:53

[3] Müsned-i Ahmed, H. No: 2346 (Abdullah b. Ahmed’in zevâidlerindendir)

Hutbe-Türkçe

Hutbe-Hollandaca

Hutbe-Norveççe

Hutbe-Danca

Hutbe-İsveççe